yükleniyor...
Doğal Yağların Bilinmeyenleri
  • 1 Şubat 2020, Cumartesi

Fiziksel ve duygusal iyilik halini korumak ve arttırmak adına kendi küçük, kullanımı keyifli, ulaşımı kolay ve memnun edici etkileri olan aromaterapi yöntemi...

 

            Aromaterapi, fiziksel ve duygusal iyilik halini geliştirmek için vücudumuz için gerekli yağları ve yağ asitlerini doğru miktarlarda doğru karşımlar şeklinde  kullanarak uygulanan bir tamamlayıcı terapi yöntemidir.  Ezoterik bilgilere baktığınızda da aslında çok ama çok eski tarihlere dayanan aromaterapi kullanımı son yıllarda şifalanmaya ciddi anlamda katkıda bulunabildiğini gösteren bilimsel çalışmalarla desteklenmektedir.

           Aromaterapi deyince, kullanım alanı harici, dahili ve koku duyusu üzerinden olmaktadır. Yani, bazen bir krem olarak , bazen yağları içerek, bazen koklayarak ve çoğunlukla bunları doğru şekilde bir arada kullanarak birçok terapi yönetiminin içinde aromaterapiden istenen etki sağlanır. Bu noktada, çoğunlukla sürülen ya da içilen karışımlara dair kulak aşinalığı olduğundan  koku duyusu üzerinde biraz durmak gerekli.  Ağzımıza aldıklarımızın tadını almak için kokusuna ihtiyacımız vardır. Bunu burun tıkanıkken yemek yediğimiz zamanlarda çoğumuz deneyimlemiştir. Koku alıcı hücreler, sinir hücresidir.  Yani, koku duyumuz bizi tam da bundan dolayı aksiyon almaya iter. Bir yanık, kokusunda peşine düşmek gibi.  Ayrıca, koku sinirlerinin bu özelliği de aromaterapinin direk sinir sistemi üzerinden etki ettiğinin göstergelerinden biridir.

          Bitkilerden elde edilen yağlar, bitkinin ruhunun özütüdür.  Bu özütler doğru kullanıldığında birçok farklı açıdan faydalanabileceğimiz eczanelerdir diyebiliriz.  Bir yağın aromaterapik olabilmesi için  bitkinin ve yetiştiği toprağın kaliteli olması, kimyasallara maruz kalmamış olması, doğru yöntemle içindeki yararlı maddeleri kaybetmeden ve zararlı maddeler oluşturmadan işlenmesi aranacak özelliklerdir.  Bir aromaterapik yağ nasıl etki eder? Aslında birçok farklı açıdan kazanım sağlamaktadır. Bunları sıralamaya çalışırsak;

  • Bazı yağlar bizim dışarıdan temin etmek zorunda olduğumuz yağ asitlerini barındırır. Zeytinyağı, içerdiği tekli doymamış yağ asidi oleik asit ile; hücre zarını oluşturan yağların sentezinde  gerekli ve yara iyileşme mekanizmasında rol oynayan bazı maddelerin yapımında gerekli çoklu doymamış yağ asidi barındıran avokado, Hindistan cevizi ve hodan yağları buna örnektir. 
  • Yağlar, içlerinde terpen barındırırlar. Terpenler sayesinde kokulu olurlar. Terpenler, farmakolojik aktivite gösterirler. Terpenler ayrıca, sekonder metabilittir. Yani, aslında, bitkinin mantar, bakteri, virüs ile savaşmak için ürettiği maddelerdir. Yani, bazı yağlar antibakteriyal, bazıları antifungal ve bazıları antiviraldir. Örneğin söğüt ağacının kabuğundaki lignin antibakteriyeldir ve ve kendisinden salisin üretilir. Bildiğimiz aspirin de salisilik asit içermektedir.
  • Bazı yağlar, vitamin emilimini arttırır; çünkü, A, D, E, K vitaminleri yağda erir.
  • Limon, cocos, mür gibi bazı yağlar, sağlıklı barsak florasında olması gereken bakterilerin oluşumuna katkıda bulunur.  
  • Canlı besinler bize antioksidan etki yaratır vücudumuzda; ama, diğer, yediklerimiz bizi oksitler. Tıpkı, bir demirdeki oksitlenme ile pas oluşumuna benzetebiliriz .
  • Negatif iyon alanı oluşturmak için kolay ve etkin bir uygulamadır. Negatif iyon alanı, alkali etki eder, paslanmamızı engeller. Ortamdaki ağır metalleri uzaklaştırır.  Su moleküllerinin çarpıştığı heryer negatif iyon alanıdır. Yine de isimlendirmek gerekirse toprak, duş, termaller, bulutlar üzeri, şelalerin etrafı, yağmur sonrası oluşan hava, tuz lambası,… Yani, aromaterapik yağlardan hazırlanan bir spreyi ya da hava yayıcı ile kullandığımızda da hem aromaterapi hem de negatif iyon alanı ile fayda sağlarız.
  • Günlük hayatta tükettiğimiz herşey için geçerli olan doğru ve güvenilir ve en önemlisi zarar vermeyeni kullanma aromaterapik uygulamalar, ürünler içinde geçerlidir.Örneğin, biberiye yağında kafur oranının yüksek ise alerji ve öksürük yapabilir.